Uzmanı uyardı: 50 yaş sonrasında görme kaybına neden olabilir!

Makula Dejenerasyonu ve Görme Merkezinde Birikintiler

Önde gelen bir Göz Hastalıkları Uzmanı olan Prof. Dr. Nursal Melda Yenerel, makula dejenerasyonunun, hastalığın görme merkezinde birikintilerin oluşmasıyla ortaya çıktığını ve zamanla görme kalitesinde bozulmalara neden olduğunu belirtiyor. Makula dejenerasyonu olarak da bilinen bu hastalığın yaşla birlikte artış gösterdiğini vurguluyor.

‘Yaşla Birlikte Görme Merkezi Zarar Görüyor’

Yaşın hastalığın en önemli risk faktörü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yenerel, yaşla birlikte vücutta oksijen stresinin artmasıyla görme merkezinde birikintilerin oluştuğunu açıklıyor. Bu birikintiler zamanla görme kaybına yol açabilmekte. Ayrıca, sigara içmenin hastalık riskini beş kat artırdığını belirtiyor. Bu sebeple hastalara sigarayı bırakmaları ve aktif bir yaşam sürmeleri konusunda öneride bulunuyor.

‘İki Tip Hastalık Bulunuyor’

Prof. Dr. Yenerel’e göre, yaşa bağlı makula dejenerasyonunun iki tipi bulunuyor. Hastaların yüzde 85-90’ının kuru tipte olduğunu söylüyor. Beslenme önerileri ve göz vitaminlerinin bu durumda önemli olduğunu vurguluyor. Fotobiyomodülasyon gibi yeni tedavi yöntemlerinin kuru tip hastalarda uygulanabileceğini belirtiyor.

Yaş tipe dönüşen hastalıkta ise göz içi enjeksiyon tedavilerinin kullanıldığını ifade ediyor. Bu durum göz içi enjeksiyon tedavileriyle destek sağladıklarını belirtiyor.

‘RİSKİ AZALTMAK İÇİN AKTİF YAŞAM VE SAĞLIKLI BESLENME’

Genetik faktörlerin sarı nokta hastalığında önemli bir rol oynadığını vurgulayan Prof. Dr. Yenerel, aile öyküsü olan kişilerin 50 yaşından sonra göz muayenesi yaptırmaları gerektiğini söylüyor. Sigara içmeyi bırakmanın, aktif bir yaşam sürmenin ve haftada iki kez balık tüketmenin hastalık riskini azaltabileceğine dikkat çekiyor. Omega-3 yağ asitlerinin hastalığın ilerlemesini geciktirebileceğini belirtiyor ve balık tüketiminin önemini vurguluyor.

Related Posts

Aşırı sıcaklarda kalp krizi riski artıyor

Prof. Dr. Emre Durakoğlugil, yaz aylarında artan sıcaklıkların kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Durakoğlugil, sıcak havaların kalbin iş yükünü önemli ölçüde artırdığına vurgu yaparak, “Bu durum kalp krizlerini tetikliyor, özellikle risk grubundaki kişiler için tehlike çanları çalıyor” dedi.

Bel fıtığı sanıp doktora gitti, skolyoz olduğunu öğrendi! ‘Erken tanı en güçlü silah’

Şarkıları ve enerjisiyle geniş kitlelerin sevgisini kazanan genç şarkıcı Melis Fis, yoğun konser temposu nedeniyle yaşadığı bel ağrıları sonrası doktora başvurdu. Bel fıtığı şüphesiyle gittiği muayenede, o güne dek sadece adını duyduğu bir rahatsızlığın kendi kapısını çaldığını öğrendi. Skolyoz tanısı alan ve “Skolyoz sadece bir duruş değil, farkındalık meselesi: Farkında ol, destek ol!” diyen Melis Fis, Skolyoz Farkındalık Etkinliği’ne hem şarkılarıyla renk kattı hem de özellikle gençlerde sık karşılaşılan skolyoza yönelik kendi hikayesini içtenlikle anlattı.

SES’ten Sağlık Emekçileri İçin 13 Maddelik Talep!

KESK’e bağlı SES İzmir 2 No’lu Şube Yönetim Kurulu ve üyeleri, Bayraklı Şehir Hastanesi’nde yaptıkları açıklamada toplu sözleşme dönemi öncesinde sağlık emekçilerinin taleplerini 13 madde ile sıraladı. 

Yeni keşif tarihi yeniden yazdıracak: Yaşamın nasıl başladığına dair bilgiler ters yüz oldu

Bilim insanlarının elde ettiği son bulgular, yaşamın kökenine dair ezberleri bozdu. Milyarlarca yıl öncesine uzanan izler, Dünya’daki ilk canlılığın sanılandan çok daha önce ve farklı koşullarda ortaya çıkmış olabileceğini gösteriyor.

Türkiye’de her 5 çocuktan 1’i fazla kilolu

Ankara’da lise öğrencisi Mahmut Baloğlu (17) Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Çocuk Obezite Merkezi’nde 6 ayda 30 kilo vererek 163 kilodan 133 kiloya düştü.

Havalar ısındı, uzmanlar uyardı! Su tüketimine dikkat: Bu sıvıları tüketmeyin

Yaz mevsimiyle birlikte hava sıcaklıkları artmaya başlarken uzmanlar su tüketiminin önerime vurgu yaptı. İnsan vücudunun büyük oranda sudan oluştuğuna vurgu yapan uzmanlar, günde 2-2,5 litre su (yaklaşık 12-24 bardak su) tüketilmesi gerektiğini ifade etti. Doç. Dr. Veysel Kıdır da “Yaz aylarında su yerine başka sıvılar tercih edilmemeli. Sulu meyveler sıvı ihtiyacına katkı sağlasa da suyun yerini tam anlamıyla tutmaz” ifadelerini kullandı.